23 Şubat Cumartesi günü ''Şüpheli Bir Ölüm'' başlığı altında, size sünnetimi enine boyuna, blogspot'un bana sağladığı yerin elverdiği kadarıyla(!) aktarmıştım, çok iyi hatırlıyorum. İki üç gündür sünnet olduğum, kutsal emaneti bıraktığım topraklarda, Edirne'deyim.
Dedemlerin evde takılırken, birden elime, bu konuyla ilgili tarihi bir belge geçti. Evet, sünnet düğünüm için bastırılan davetiye. Yazıdan sonra bir kısım blogger'ın tepkisini çekmiş, yok artık o kadar da değil, abartıyosun gibi eleştirilerle karşı karşıya kalmıştım. Bu davetiye elime geçince, suratımda müstehzi bir gülümseme belirdi. Hem sünnetçimin vefatındaki sorumluluktan kurtuluyor, hem de beni eleştirenlere en güzel cevabı blogumda verme imkanına kavuşuyordum.
İşte o fotoğraf! (merak etmeyin, öyle bir görsel malzeme değil, bana ayrılan yerin kısıtlılığından daha önce dem vurmuştum zaten.)
Dedemlerin evde takılırken, birden elime, bu konuyla ilgili tarihi bir belge geçti. Evet, sünnet düğünüm için bastırılan davetiye. Yazıdan sonra bir kısım blogger'ın tepkisini çekmiş, yok artık o kadar da değil, abartıyosun gibi eleştirilerle karşı karşıya kalmıştım. Bu davetiye elime geçince, suratımda müstehzi bir gülümseme belirdi. Hem sünnetçimin vefatındaki sorumluluktan kurtuluyor, hem de beni eleştirenlere en güzel cevabı blogumda verme imkanına kavuşuyordum.
İşte o fotoğraf! (merak etmeyin, öyle bir görsel malzeme değil, bana ayrılan yerin kısıtlılığından daha önce dem vurmuştum zaten.)
Gördüğünüz gibi, ben uyarıyı çoook önceden yapmışım, gayet esprili, ama bir o kadar da realist bir davetiyeyle, bileğine ve yüreğine güvenen gelsin demişim. Bu yüzden vicdanım çok rahat. Sünnetimin akabinde gerçekleşen elim kalp krizi vakasında hiçbir sorumluluğum yok. Biz daha sünnetten haftalar önce bu davetiyeyi bastırmış, hem bileği hem de yüreği kuvvetli olan gelsin diyerek, tüm fenni sünnetçilere meydan okumuşuz. O saatten sonra ben tuttuğumu koparırım arkadaş diyerek işine dört elle sarılan mangal yürekli sünnetçi için yapacağım hiçbir şey kalmıyor. Zamanında Şekspir ne demiş? ''Live by the sword die by the sword'' Adam boşa konuşmamış.
Bu da davetiyenin arka yüzü. Buraya koyuyorum ki, inernetten resim buldu, bize gövde gösterisi yapıyor demeyin. Gördüğünüz gibi üzerinde ismim filan var. Her şey şeffaf.
Bu son dakika gelişmesini de sizinle paylaştım ya, artık içim çok rahat. Umarım kafalarda hiçbir soru işareti kalmamıştır. Bundan sonra da herhangi bir gelişme olursa, artık nasıl olur onu da hiç bilmiyorum ama, burada yer alacağından şüpheniz olmasın. Çünkü hala güncelliğini koruyan bir konu, ve umarım uzun yıllar korumaya devam eder.
Bu son dakika gelişmesini de sizinle paylaştım ya, artık içim çok rahat. Umarım kafalarda hiçbir soru işareti kalmamıştır. Bundan sonra da herhangi bir gelişme olursa, artık nasıl olur onu da hiç bilmiyorum ama, burada yer alacağından şüpheniz olmasın. Çünkü hala güncelliğini koruyan bir konu, ve umarım uzun yıllar korumaya devam eder.
3 yorum:
jale ne dio bu işe?
jale?
hahahaha bu cok ıyıydı ya o sunnet yazzısını da hatırlıyorum cok ıyı :D takılmıstım da sana baya bı :D Davetiye de iyiymiş epey bı ...
Yorum Gönder