28 Şubat 2008 Perşembe

Dünden Bugüne Kedilerle İlişkilerim


Hiçbir zaman kedi manyağı olmadım, ilk önce bunu söyleyeyim. Ama ister istemez, bazen gönüllü bazen gönülsüz, aynı ortamlarda bulunduk birtakım kedilerle. İyi kötü anılarımız oldu.

Bir kere, çocukların bu kedilere karşı nereden beslendiğini bilmediğim bir nefretleri oluyor. Yani görmüşsünüzdür, sokaktaki kediye taş atan, kuyruğundan çeken, kovalayan veletleri. Yani burada çocuklara da kızamıyorum, adam ehliyetsiz nihayetinde. Ama bir tanesi var ki, onu gerçekten kınıyorum. Bu benim mahalleden arkadaşımdı, gel sana bir şey göstericem diye beni terkedilmiş bir eve götürdü. Öldürdüğü kediyi oraya götürmüş piskopat, mekanda da arkadaşlarına sergiliyor. Yani bu gerizekalıdan gerçekten iğrenmiştim, sonra başka bir arkadaş bunun gözünü korkuttu, kedi öldüren günahlarını bağışlatmak için 99 cami yaptırmak zorunda diyerek. Çocuk öyle 21. yüzyılın Mimar Sinan'ı olacak çapta değildi tabi, bu yükün altına giremedi, kedi öldürmeyi bıraktı, çok şükür ki.

Nazi kıyımına uğrayan Yahudiler'e Avrupa'nın bu yüzden duyduğu sempatiye benzer şekilde, ben de bu olaydan sonra, kedileri hor gören çocuklardan kendimi soyutladım, onlara elimden geldiğince iyi davrandım. Büyük amcam bahçeli evinde 7-8 sokak kedisine bakardı, onları doyururdu filan. Ben de ona yardım etmeye başladım, büyük çanaklara süt doldurup içine ekmek doğradım, hem kendim mutlu oldum hem kedileri mutlu ettim. Ordaki kedileri severdim, amcam hepsine yeğenlerinin isimlerini vermişti. Böyle sırnaşık, şımarık hareketleri yoktu kedilerin; belki de sokakta yaşamanın verdiği bir hayatı tanımışlık, bir ağırbaşlılık vardı hallerinde.

Yani gerçekten ben bir canlıyı sırf kedi olduğu için ve şirin görünüşlü olduğu için sevemiyorum. Hakedicek o sevgiyi, karşılıklı her şey. Mesela yukarıdaki, fotoğraftaki tüm hanimiş hanimiş şirinliğine rağmen şımarığın, şerefsizin önde gideni. Oh kombili evde mis gibi takılıyor beyfendi, birisi yemeğine yaklaşırsa hırlıyor, yerine yatarsa hırlıyor, dokunursa hırlıyor. Ne lan bu, biraz efendi ol. Veterinere gidiyosun diye adam mı oldun?

Tüm bunlara rağmen, yine de bir zeytin dalı uzattım, kedidir ne yaptığını bilmez affetmek lazım diyip kucağıma alayım, iki seveyim dedim. Yok arkadaş, hemen pençelerini elime geçirdi. Anasına bacısına küfrettik sanki. İnanmayanlar için aha yukarıda fotoğraf da var. Tabi biraz bulanık filan çıkmış benim el ama, pençe izleri gayet net görülüyor orda. (fotoğraf çekme işini kıvıramıyorum galiba) O yüzden bu kedilere karşı her zaman tetikte olmak, öyle çok şımartmamak gerek. Sevilecek bir tarafı varsa sev onu, sırf şirin gözüktüğü için değil, oyuncak değil çünkü bu.

Son olarak bu ''kedili kız fotoğrafları''ndan bahsetmek istiyorum. Bunlar kedilerden ve kızlardan bağımsız, kendi başına ele alınması gereken bir fenomen oldu neredeyse, neredeyse. Bul şirin bi kedi, kucağına al, onun o göze hoş gelen dış görünüşünden sen nemalan, kediyi sömür bir güzel. Gerçekten hiç hoş değil, kedinin ''şirinliği''ni kullanıp kendine yarar sağlamak. Neticede haklarını arayamıyor bunlar, ''şirin ve hayvansever görünmek isteyen kadın emperyalizmi''nin kurbanı oluyorlar.

Yani şöyle, bu hayvanlara yersiz ve boş bir sevgi besleyeceğinize, onlara saygı duyun diyorum öncelikle. Sonra sevgi konusuna bakarsınız, olursa olur. Bu vesileyle de kedi kardeşlerimiz için bol gangbang'li bir mart ayı temenni ediyorum.

6 yorum:

cicoz dedi ki...

halı kardeşliği

kristensenn dedi ki...

Hani bazı çocuklar vardır, herkese sırnaşmazlar. O tür veletlerle ilişki kurabilen, kaynaşabilen insanların bu başarılarını da hemen "çocukları çok seviyor" olmalarına bağlar birileri. Ben hep merak etmişimdir bunun doğruluğunu. Acaba bir şeyin manyağı (nam-ı diğer düşkünü) olmadıkça ona sırnaşamaz mısın diye.

Ordan aklıma geldi. Acaba bu şirin görünümlü yavrucak, kobay olarak ama tamamen iyi niyetle kullanılabilir mi? Yani mesela, sizin huysuz beyefendiyi bir kedi düşkününe verelim, bakalım, onda da bir nişane, bir çızık bırakacak mı? Ondan sonra anlarız, durum "be nankör kedi"den mi ibaret, yoksa "Tanrım libidom kedileri tiskindirecek kadar düşük" söz konusu mu.

Ben alırım bu adam olacak çocuğu, bende deneyelim diyeceğim ama fazla düşkün değilim bu yavrucağızlara, deneyin doğasına aykırı olur. Tırmalanmaya da niyetim yok tabii, o ayrı.

Fatih dedi ki...

tabi hitler de iyiydi ama çevresi kötüydü o dönem, it kopuk.

Okyanu∫takί rüzgar ~ dedi ki...

Kedi hayvanıyla bir gece bir münasebetimiz oldu. yerimiz dardı bir baktım göğsümün üzerine kıvrılmış öylece uyuyordu ki kedilerden haz etmeyen bir insanımdır..

e insan onu öyle görünce o hırıltısı gözlerini sıkı sıkı yumuşu falan bir içi yumuşuyor..

Ama baktık k zamanla yüz buldu ev benim havalarında dolaşmaya başladı etraffta. hani filmlerde falan olur ya kedilerin böyle ^dünyayı ele gecirme, insanlığı köle yapma^ gibi fanteezlileri olurd=)

Olabilir yani ne olur ne olmaz dfiyorum pek güvenmeyin pek de sevmeyin...

Azı karar coğu zarar diyorum.. ( atasözüyle pekiştirmek.)

Fatih dedi ki...

yani tanrılaştırmamak gerek, her familyada olduğu gibi iyisi var kötüsü var.

Adsız dedi ki...

Kedilerin sadece mart ayında halvet oldukları koca bir yalandır. Kediler sporla ürerler. Halter, yüzme ve sutopu bu sporlara örnek gösterilebilir.