19 Şubat 2008 Salı

Kot Pantelonlu Cankilerle İlgili Soru İşaretleri

Her zaman Amerika'yla ilgili bir sürü laf döner etrafta, buna engel olamazsın. Güzel şeylerdir bunlar genelde, senin benim için değil tabi. Ya da ''ne kadar aptal insanlar canım'' anafikirli olurlar. (ama sen çok akıllısın) Pek itiraz görmeden de kabul edilir, vay mna koyım şeklinde yankı bulurlar. Benim kulağıma gelen birkaçını sizinle paylaşmak istiyorum, nedir ne değildir, aslı astarı var mıdır, bi konuşulsun.

1) McDonalds'larda kola sınırsız, bitince gidip makinasından dolduruyosun istediğin kadar? Acaba?

2) Git pompacı ol orda (aklınıza cinsel bişi gelmesin), burda ceo olsan o kadar kazanamazsın?

3) Salaklar windowsları çökünce bilgisayarlarını değiştiriyolarmış?

4) Arabaları bozulunca yenisini alıyorlar?

5) Elektrik gittiğinde dünyanın sonu geldi zannediyolar?

6) Sokaklar basketbol, müzik ve dans? Kot pantelon?

7) Rafet el Roman orda çok seviliyor?

Bunlar yıllardır cevap bekleyen sorular. Öyle bir aciliyetleri de yok, daha da beklerler gerekirse.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayatında pantelon diye bir telafuz duymamış bir insan olarak hayretler içinde okudum.

Okyanu∫takί rüzgar ~ dedi ki...

Müzik dans homIessIer ve daha fazlası için USA =)

Bu arada rafet el romandan haberleri bile yoktur kanımca =)

Windows olayına ise oha diyorum ve uzaklaşıyorum =)

kristensenn dedi ki...

Kot pantelon harika bir tespit bence, küçüklüğümün kafa karıştırıcı Amerikan Rüyası'na dair mühim bir unsurdur kendileri.

Ancak bitmedi! Bu adamlar mikrodalgada çamaşır kurutuyor, çakmakla, uzayan kaşlarının ucunu yakıyor, canları sıkıldıkça eve pizzacı çağırıyor (pizza değil pizzacı), bebişlerine yeni yetme bebek bakıcıları bulup bu bakıcıları gecenin ilerleyen saatlerinde erkek arkadaşıyla yakalıyor, "ben polisim" deyip milletin arabasını rehin alıyor ve mahallede birkaç tur kullanıp geri getiriyorlar ayrıca. Bizzat şahidim. Elektrik olayını da yeni öğrendim, hemen inandım, çok inandırıcı geldi bana.

Fatih dedi ki...

Elektrik olayı kesin doğru, Amerika'daki çok yakın bir arkadaşımdan duydum, temiz çocuktur, yalanı dolanı yoktur.

Bir de spor ayakkabıyı çamaşır makinası atma alışkanlığı, bu da bize o taraflardan geçti zannediyorum. Yani yapılıyor, ben yapmıyorum ama yapılıyor, bir dereceye kadar da kabullendim durumu ama yine de tam anlamıyla sindiremiyorum hala. Sanki olmazmış gibi, atılmazmış gibi geliyor. Kafamda eşleştiremiyorum bu iki nesneyi. Birbirleriyle aynı platformda bulunmamaları gerekir gibi geliyor.

kristensenn dedi ki...

Evet anlıyorum. Ben de yumurta ve bal, peynir ve reçel, yeşil erik ve tuz kombinasyanları için benzer şeyler hissediyorum. İçime sinmiyor.
Yoğurt ve şekeri yeni yeni kabullendim.