Ben genel olarak, bu 1 Mayıs'ta görüldüğü gibi, polisin askerin aşırı güç kullanımını, savaşsızlığa bağlıyorum. Yani ilkokuldan beri beyinler öyle safsatalarla yıkanmış ki, niğbolu savaşında 3 kişiyle (evet sadece 3) yüzbin kişilik orduyu sikerttik, dokuz kıtaya yayıldık (o kadar kıta varsa), savaşçı insanlarız filan diye.
Yani evet savaşçı insanlarız, genlerimizde var da ondan böyle hadiseler çıkıyor demiyorum. Öğretilmiş bir savaşçılıktan bahsediyorum. E ama şimdi fetih filan zor, kimsenin gözü kesmiyor. Atlarla filan sefere çık, adama götüyle gülerler. Uluslararası kamuoyu dedikleri de böyle bir şey zaten. Uluslararası baskı enstrümanlarından en önemlisi bu, götüyle gülmek. Çok etkilidir, dünya barışının güvencesidir, kimse bilmez.
Fetih yok dedik, komşulardan herhangi birine savaş açmak da epey zahmetli olur. Hani zahmetli de demeyelim de, yemez diyelim. Öylesi daha doğru. O zaman ne yapıyoruz, asker zaten güneydoğu ile fit oluyor. O savaşa susamışlık orada gideriliyor. Polise ne kalıyor?
Böyle 1 Mayıs'ta orada burada ''itaatsizlik'' edeni dövmek, eskilerden ''şirin'' bir meydan savaşını simüle etmek. Yani bir nevi zamanda yolculuk, nostalji rüzgarı.. Hani 80'ler 90'lar nostaljisi fena olmuyor da, 1300'lerde savaş çok modaydı haydi o ruhu tekrar canlandıralım diye ortamın mna koymaya gelince iş, o kadar nostalji de iyi olmuyor.
(1 Mayıs diye kardeşimin doğum günü de hep ikinci planda kalmıştır dünya kamuoyunda. SSK'lı olsun diye bir muhasebecinin yanında temizlik işçisi olarak işe başlamış gösterilmesi, hemen ardından doğum günü, işçi bayramı.. Onun için fırtınalı, ama bir o kadar da güzel günler.. Telefonda doğum gününü kutlarken kendisine bu mutlu gününü espri malzemesi yapmayacağıma söz vermiştim ama elden ne gelir, sen de dişini sıksaydın 2 Mayıs'ta doğsaydın arkadaş.)
Yani evet savaşçı insanlarız, genlerimizde var da ondan böyle hadiseler çıkıyor demiyorum. Öğretilmiş bir savaşçılıktan bahsediyorum. E ama şimdi fetih filan zor, kimsenin gözü kesmiyor. Atlarla filan sefere çık, adama götüyle gülerler. Uluslararası kamuoyu dedikleri de böyle bir şey zaten. Uluslararası baskı enstrümanlarından en önemlisi bu, götüyle gülmek. Çok etkilidir, dünya barışının güvencesidir, kimse bilmez.
Fetih yok dedik, komşulardan herhangi birine savaş açmak da epey zahmetli olur. Hani zahmetli de demeyelim de, yemez diyelim. Öylesi daha doğru. O zaman ne yapıyoruz, asker zaten güneydoğu ile fit oluyor. O savaşa susamışlık orada gideriliyor. Polise ne kalıyor?
Böyle 1 Mayıs'ta orada burada ''itaatsizlik'' edeni dövmek, eskilerden ''şirin'' bir meydan savaşını simüle etmek. Yani bir nevi zamanda yolculuk, nostalji rüzgarı.. Hani 80'ler 90'lar nostaljisi fena olmuyor da, 1300'lerde savaş çok modaydı haydi o ruhu tekrar canlandıralım diye ortamın mna koymaya gelince iş, o kadar nostalji de iyi olmuyor.
(1 Mayıs diye kardeşimin doğum günü de hep ikinci planda kalmıştır dünya kamuoyunda. SSK'lı olsun diye bir muhasebecinin yanında temizlik işçisi olarak işe başlamış gösterilmesi, hemen ardından doğum günü, işçi bayramı.. Onun için fırtınalı, ama bir o kadar da güzel günler.. Telefonda doğum gününü kutlarken kendisine bu mutlu gününü espri malzemesi yapmayacağıma söz vermiştim ama elden ne gelir, sen de dişini sıksaydın 2 Mayıs'ta doğsaydın arkadaş.)
1 yorum:
aslında turistlere saldırarak da yabancı kanı dökme isteklerini gerçekleştirdiler bir bakıma.
bi de şu var,eğitime sağlığa falan harcayacağın parayla biber gazı almışsın,dursun mu depoda?yazık günah denen bişi var at hastaneye bile at vatandaş vergisinin karşılığını görsün.
Yorum Gönder