Gerçekten de şu sıralar, başıma ilginç bir şey gelmiyor ve napıyosun ne ediyosun sorularına çok yüzeysel cevaplar vermek zorunda kalıyorum. Yoksa ben de isterim Meksika'da tekila içip seks yaptım, sonra Arjantin'de Maradona'yla kafaları bulduk filan demeyi. Ama yok olmuyor.
Eskiden olurdu tek tük. Bak mesela bir gün bir kızla buluşmuştuk, gittik içki filan içtik, sonra onun evine gitmeye karar verdik. (e aksi düşünülemezdi heralde, barney elimde büyüdü) Neyse bindik taksimden dolmuşa, bahçelievlerde oturuyordu, oraya gidiyoruz. Burda bi parantez açmak istiyorum. Benim kontrol edemediğim bir çiş problemim var. Zaten başıma enteresan ne gelirse, aşağı yukarı bu yüzden gelmiş oluyor. Var öyle hikayelerim, sözlüğe filan da yazmıştım. Neyse, İstanbul'u bilenler için konuşuyorum, tam millet caddesinden çıkıyoruz, içtiğim biralar vücudumdan ayrılma kararı aldılar. Yani 20 dakkalık yol var belki ama ben dayanamıycam, biliyorum kendimi. Ani bir kararla dolmuş şöförüne sağa çek dedim. (böyle karizmatik oluyor ama aslında sadece ''abi müsait bi yerde indirir misin'' demiştim sanırım) O da öyle yaptı, yanımdaki kız oldukça şaşırmıştı. Çişim geldi dayanmam imkansız adresi ver ben oraya senden az sonra gelirim dedim. Kız felaket afalladı ama napıcak sonunda tamam dedi, adresi verdi. Ben de hemen yakındaki benzinliğe gidip içimi döktüm. Felaket içime atmışım, her zamanki gibi.
Neyse sonra ordan bi otobüse atladım. Sarhoş filan değilim ama kafam azcık iyi. Ayakta dikiliyorum, ayakta benden başka bir kişi daha var, bi kız ve arada bana bakıp gülümsüyor. Gerçekten hoşuma gitmişti, götüm kalkmıştı, özgüvenim alevlenmişti ve kendimi çok iyi hissediyodum. Böyle olunca, biraz yaklaştım, bu otobüs şurdan geçiyor mu gibi andaval bir soruyla tanıştım, konuşmaya başladık. Bi yer boşalınca birlikte oturduk oraya. Soğanlı otobüsü filandı galiba, yaklaşık 100 adam bize bakıyodu sanırım. Vay orospuçocuu sesleri kulağıma kadar gelmese de bir şeyi anlamanız için onu illa duymanız gerekmez di mi?
Neyse, ben diğer kızı unutup, yeni tanıştığım kızla evine kadar gittim. Hatta kapıda öpüştük bile. Yani belki Amsterdam'da filan böyle şeyler normal olabilir ama lanet olası İstanbul/Bahçelievler'den bahsediyorum dude. Yeni tanıştığım kız evine gidince, ben urinal sebeplerle ayrıldığım diğer kızı hatırladım. Adresi aklıma getirince, evinin bulunduğum yere çok yakın bi yerlerde olduğunu farkettim. Gittim hemen oraya. Neden geç kaldın sorusuna gerçekten saçma salak cevaplar verdim. Yanlış otobüse bindim vs gibi. Yani hiçbirisi o kadar süre geç kalmamı açıklamıyordu ama kızın umrunda bile değildi. Neden mi?
Lanet olası bi perşembe günüydü ve kız deli gibi Kurtlar Vadisi izliyordu. Orda Polat filan varken kız nefes almıyordu, hatta benim varlığımı bile önemsemiyordu. Ama iyi ki televizyonlar birer ticari işletme ve bisürü reklam almaya bayılıyorlar. Şöyle ki, ne zaman reklam olsa, kız bana yaklaşıyor, öpüşmeye başlıyoruz; ama Kurtlar Vadisi başlayınca kendini çekiyor, televizyona kitleniyor. (keşke o dönem de tanıtıcı reklamlar olsaydı, süre uzardı. Ya da şimdi yaptıkları gibi bi kronometre koysalardı, Kurtlar Vadisi'ne 7 dakika gibi. Elimizdeki zamanı bilirdik, ona göre plan yapardık.)
Sonra ev arkadaşı filan da geldi zaten, bu gecelik bu kadar heyecan yeter diyip eve döndüm. Yani diyorum ki, böyle anlatıcak bisürü hikayem daha olsun istiyorum. İlla birileriyle öpüşmem, threesome yapmam filan da gerekmiyor yani. (ama o da iyi hikaye olur bak)