23 Kasım 2008 Pazar

Tavşan Atlet Olduğunun Farkında Olmayan Tavşan Atlet

Ben askere gidiyorum yakında. Bekleme süreci o kadar da eğlenceli değil, film izle, oku, arkadaşlarınla zaman geçir, iç sıç falan filan bir yerden sonra adamı sıkıyor. İnsan biraz heyecan biraz sarsıntı filan istiyor hayatında. Hayırlısıyla askerde çok güzel sarsıcaklar diye umuyorum ama, ben yine de onlardan önce davrandım. Ne mi yaptım?

Koşmaya başladım. Geceleri koşuyorum ciddi ciddi. Böyle 5km filan. Boş değiliz, sporcu bi geçmişimiz var. Evde kupa mupa var bişeyler. O yüzden hassssiktirr lan ordanlarınızı kendinize saklayın.

Güzel bir pist yapmışlar küçük ağaçlık bir yerin içine, her 50m'de bir katettiğin mesafeyi görüyorsun, yere yazmışlar onu. Yani 5km derken öyle haybeye konuşmuyoruz. Neyse, ama tabi çok toz pembe değil her şey böyle. Yani ne zamandır koşmadığım için eşşek gibi yoruluyorum, bir an önce bırakıp eve gitmek yatmak istiyorum. Ama tam bu anlarda, benimle aynı zaman diliminde (gece yarısına yakın) koşan o adam, gelip yanımdan geçiyor. Bi de böyle acayip bi stili var, koşarken ayakları götüne vuruyor. Ve böyle olunca, ben birden hızlanmaya başlıyorum. Adam şu atletizm yarışmalarında yıldız atlet rekor kırsın diye onunla belli bir noktaya kadar koşup temposunu arttıran tavşanlar gibi. (Tabi onlar da insan, tavşan değil. Öyle zanneden olur muydu bilmiyorum ama)

Sanırım bu noktada ben de yıldız atlet oluyorum. İşte kişisel bir blog oluşturmanın sayısız faydalarından biri daha.

2 yorum:

gosalynmallard dedi ki...

yaylalar'ı da söylemeye başla madem şimdiden =)

şaka bi yana ne zaman gidiyosun? gitmeden görüşücez dimi beybi?

Fatih dedi ki...

o baskı altında söylenince anlam kazanıyo :)

12 aralık gidiyorum, görüşelim tabi ben kendimi sakınmam.