Zamanında arkadaşlarla konuşmuşuzdur, kendi dilini ihmal edip yerli yersiz ingilizce kelime kullanan insanlara ''bye bye türkçe'', ''türkçe off'' gibi gerçekten ucuz kelime oyunlarıyla direnç göstermek, belki o davranıştan bile daha embesilce gözüküyo diye. Bye bye türkçe, aman ne ironik, ne kadar iğneleyici, adamlar delik deşik oldu. Yok böyle bişey.
Peki o zaman ben neyin peşindeyim? Yani hiçbir zaman öyle bir dil polisi filan olmadım, isteyen istediği gibi konuşsun etsin, banane. Ama bunun bile bir sınırı var. Nedir o sınır. Facebook'ta gördüğü herhangi bir olumsuzluğa çemkirme sıradanlığına düşme pahasına şunu diyecem. Soracam ya da. Oraya neden ruh halinizi, yaptığınız şeyi, yediğiniz naneyi ingilizce yazıyorsunuz? Gerçekten amacım geneli eleştirip kendimi bir fildişi kuleye kapamak değil. Samimi olarak merak ediyorum. Nedir yani?
Abi neden onu türkçe yazmıyosun ki? Toefl sınavına girip ordan 100 küsür puan alman, senin o sınavdaki başarını insanlara ilan ederken dil olarak ingilizceyi kullanmanı gerektirmiyor ki. O sınava girdin bitti, daha iyi bi işin olucak, daha çok maaş alıcaksın, tamam kabul. Ama niye tutup arkadaşlarınla paylaştığın bu ortak alana toefl ingilizcenle çıkıyorsun. Ben zaten onu bilirim sınavdan şunu aldım dediğinde, bir de o ilan cümlesini ingilizce yazarak ben ingilizcemle sizin mnıza korum mu demek istiyosun? Eğer öyleyse küfretmek senin gibi tatlı bi kıza hiç yakışmıyo. Ayrıca o küfürün de kendi kadar çiğ bir panzehiri vardır. Onu da söyliyim.
Şimdi bakıyorum, iş arıyor, ''lookin' for a job'' yazmış. Bir de daha salaş ha, konuşma diliyle, artık o kadar hemhal oldu ki ingilizceyle, 'g' yi yutabilme samimiyet eşiği çoktan aşıldı. Bu cümle neden ingilizce kuruluyor, mantığı nedir, microsoft ceoluğu için açık kapı mı bırakılıyor. Nedir yani gerçekten anlamıyorum ve merak ediyorum.
Bence, harika bir şekilde ingilizce bilip, yine de birden çok kişi tarafından bakılıp mesajın paylaşılacağı ''facebook status'' ya da ''msn status'' gibi ortak alanlarda, eğer bir replik ya da şarkı sözü filan yazmıyorsak, meramımızı türkçe olarak anlatabiliriz. Zaten neden böyle yapmıyoruz ki?
Bi dakka şu türk bayrağını asıyım gelicem.
(He bu arada, türkçe bilmeyen arkadaşlarına laf anlatmaya çalışan o güzel insanları bir kenara ayırıyorum. Bu kabul edilebilir sanırım.)
Peki o zaman ben neyin peşindeyim? Yani hiçbir zaman öyle bir dil polisi filan olmadım, isteyen istediği gibi konuşsun etsin, banane. Ama bunun bile bir sınırı var. Nedir o sınır. Facebook'ta gördüğü herhangi bir olumsuzluğa çemkirme sıradanlığına düşme pahasına şunu diyecem. Soracam ya da. Oraya neden ruh halinizi, yaptığınız şeyi, yediğiniz naneyi ingilizce yazıyorsunuz? Gerçekten amacım geneli eleştirip kendimi bir fildişi kuleye kapamak değil. Samimi olarak merak ediyorum. Nedir yani?
Abi neden onu türkçe yazmıyosun ki? Toefl sınavına girip ordan 100 küsür puan alman, senin o sınavdaki başarını insanlara ilan ederken dil olarak ingilizceyi kullanmanı gerektirmiyor ki. O sınava girdin bitti, daha iyi bi işin olucak, daha çok maaş alıcaksın, tamam kabul. Ama niye tutup arkadaşlarınla paylaştığın bu ortak alana toefl ingilizcenle çıkıyorsun. Ben zaten onu bilirim sınavdan şunu aldım dediğinde, bir de o ilan cümlesini ingilizce yazarak ben ingilizcemle sizin mnıza korum mu demek istiyosun? Eğer öyleyse küfretmek senin gibi tatlı bi kıza hiç yakışmıyo. Ayrıca o küfürün de kendi kadar çiğ bir panzehiri vardır. Onu da söyliyim.
Şimdi bakıyorum, iş arıyor, ''lookin' for a job'' yazmış. Bir de daha salaş ha, konuşma diliyle, artık o kadar hemhal oldu ki ingilizceyle, 'g' yi yutabilme samimiyet eşiği çoktan aşıldı. Bu cümle neden ingilizce kuruluyor, mantığı nedir, microsoft ceoluğu için açık kapı mı bırakılıyor. Nedir yani gerçekten anlamıyorum ve merak ediyorum.
Bence, harika bir şekilde ingilizce bilip, yine de birden çok kişi tarafından bakılıp mesajın paylaşılacağı ''facebook status'' ya da ''msn status'' gibi ortak alanlarda, eğer bir replik ya da şarkı sözü filan yazmıyorsak, meramımızı türkçe olarak anlatabiliriz. Zaten neden böyle yapmıyoruz ki?
Bi dakka şu türk bayrağını asıyım gelicem.
(He bu arada, türkçe bilmeyen arkadaşlarına laf anlatmaya çalışan o güzel insanları bir kenara ayırıyorum. Bu kabul edilebilir sanırım.)